Çok farklı şekilde anlaşılabilirdi bu cümle. Bir ağabey, kız kardeşine bunu dediğinde odasının karıştırılmaması gerektiğini söylemiş olabilirdi. Ya da başka bir mekanda, farklı kişilerde bu cümle çok farklı şeyler ifade edebilirdi. Karıştırmana gerek yok. Neyi? Kendini. Kendini karıştırma. Aklını, zihnini ya da mideni. Yanlış işler yapma. Kendini bil. Kendini alabora etme. Basit bir cümle gibi duruyor. Bu cümlenin beni böyle düşündürmesini beklemezdim. Biri şöyle demişti bir muhabbet arasında: "Tabağında yemek bırakmak mı daha günah yoksa doyduğun halde yemeği bitirmeye devam etmek mi?" Buna öyle kolayca cevap veremezsin. Bunu tam olarak bilebilir misin ki? Birkaç ay önceki ben bu soruya "en başından yiyeceğin kadar yemeği tabağına koymalısın" cevabını verirdi. Hangisi daha günah hiç merak etmezdim. Çünkü sen aklı başında yetişkin bir bireysen, ne kadar yiyebileceğini artık bilmelisin. Bu yüzden tabağında yemek de kalmamalı, midene de gereğinden fazla yemek
Aklımdan ve kalbimden ellerime ulaşanlar...