Ana içeriğe atla

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz. 

beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım.

bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim. 

bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm.

mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum. 

eşim yanımda yapay zeka ile sohbet ettiği için yazımı yeterince derinlikli yazamıyorum. zaten şu sıra hayatım da pek derinlikli değil. fazla derin düşünmeden günlerimi geçiriyorum ve durmadan kendimi meşgul ediyorum. 

yeni yaşımda daha meşgul olmak istiyorum. işimden ayrılmak ve sadece dernek işleri ile ilgilenebilmek istiyorum. evime bakmak, kendime bakmak. 

bu yaşımda kıl peyı mezun olamadım. kaderimi kabullendim ve bir dönem daha okumaya başladım. yeni yaşımda mezun olmak ve bu okul ile bağımı kesebilmek istiyorum. öğrenci olmayı çok seviyordum ama artık yoruldum. 

yeni yaşımda dinlenmek istiyorum. gerçekten dinlenebilmek, tatil yaparken öylece yatmak istiyorum. hiçbir şeyi düşünmemek istiyorum. bu yaşımda çok yoruldum. herkes çok yoruldun dedi ama kimse beni anlamayı tercih etmedi. yanımda olmadı. destek olmaya çalışmadı. benim yükümü alabilme imkanı olan kimse beni desteklemedi. eşim yanımdaydı. çok teşekkür ederim. bu yaşımda eşimi kendi dertlerimde daha az meşgul edebilmeyi diliyorum. ikimiz de bunu hak ediyoruz.

bu yaşımda dualarım kabul olmadı, yeni yaşımda dualarım hayırlısı ile kabul olmasını diliyorum. çok yoruldum, dinlenmek ve stresimi azaltabilmek istiyorum. 

önceden zayıflamak, kitap okumak, yazı yazmak vesaire isterdim ama şimdi iç huzuru, sağlık ve muhabbet istiyorum. sevdiklerimi görmek, sakin yaşamak istiyorum.

yeni yaşımı tebrik ediyorum. annemin beni dünyaya getirdiği yaşa geldim. 27. neler göreceğim bu yaşımda Allah bilir. 

iyi ki doğdum.

seni seviyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...