Bugün çok yoruldum. 5 saattir pasta yapıyorum. 1 saat de temizlik yaptım. Şimdi de oturup yazı yazıyorum.
En son 21 şubatta yazı yazmışım. O günden beri sadece bir tane kıyafet diktim. Sayfanın sağ tarafındaki fotoğraf makinesi gibi olan butona basarsanız yaptığı son tasarımı görebilirsiniz. Hem bu sefer kıyafete yaka yaptım. fotoğrafa dikkatli bakın :)
Geçen cuma Arapça sınavı olduk. Gerçekten korkunç geçti. Haftaya da matematik ve tarih sınavları var. Okuldan öyle vazgeçtim ki.. "Süper İnek" falan da değilim. O iş yattı. Yani olmadı. Tam bir hayal kırıklığına sebebim.
Okuldan öyle vazgeçtim ki artık dersler yerine giyinişime önem veriyorum. Eğer Selime Kara giyinişine önem veriyorsa ya sevgilisi var ya da harbiden canı sıkılmış, öbür dünyaya gitmiştir. Tabi ki de ikincisi.
Kız lisesinde okuyorum ama bizim buraya imam hatip açılıyormuş, inşallah buraya geçeceğim. Şuan okuduğum okulu hiç sevmiyorum.
Pasta yaptığımı söyledim ama o kadar çirkin oldu ki. Nimet diye bir şey demek istemiyorum ama evlat olsa sevilmez bir pasta oldu. Muzlu, çikolatalı, çilek jöleli bir pasta. Kekini de ben yaptım yani başarılı bir pasta keki oldu ama üzerine malzemeleri koyunca hepsi mahvoldu.
Niye pasta yaptığımı merak ediyorsanız, yarın doğum günüm. Ve bunu okuldan kimseye söylemiyorum. Üstelik ne kadar söylesem de bloğumu ziyaret etmediklerine göre buraya yazsam da bilemeyecekler. Herkes merak ediyor ama söylemiyorum. Çünkü doğum günü partisiymiş, hediyeymiş, hiç sevmem. 5 kişi falan biliyor doğum günümü. O beş kişiden ikisi beni artık önemsemediğine göre üç kişi biliyor diyebiliriz. O üç kişiden zaten hediye alıyorum. Biri barbie bebek alacak !!! Öbür ikisi de hikaye yazabileceğim defter alacaklar ve ben çok mutluyum :) Babama adeta yalvardım ama bana oyuncak almayacağını söyledi. Ablam da bana tasarım pasta yaptırıyormuş. Yarın iki tane pastam olacak ve ikisini karşılaştıracağız. pastahane mi, ev mi? Çok yakında :)
Ben bu arada hangi mesleği okuyayım diye çok düşündüm. Çünkü ona göre seneye bölüm seçeceğim. Bu sıralar ilahiyat okumayı düşünüyorum. "Ne de olsa mimarlığı başaramayacağım bari dinimi öğreneyim" mantığı her yerimi sardı :) Çoğu kişi karşı çıkıyor. Sonuçta sözel bir bölüm. eşit ağırlığı seçmem gerekebilir hatta sözel , ve benim en iyi olduğum yer sayısal. Ama sayısalda KİMYA, FİZİK VE BİYOLOJİ dersleri var. Çok korkuyorum. O kadar zor dersler mi olur ya??! İngilizceyi de anlamıyorum. Fizik, Kimya, İngilizce ve Türk Edebiyatı öğretmenleri değişti ve bu öğretmenlerin değiştiği derslerden nefret ediyorum. Eski hocalarımı acayip özledim. İnşallah Türk Edebiyatı hocamız nisan ayında geri döndüğünde bizim sınıfın hocası olur yoksa bu yıl teşekkürü bile alamayabilirim. Kimya ile Fizik zaten 2-3 gibi gelecek. Of ya :(
Nisan ayında da 1 haftalığına tatile çıkıyoruz. O zaman orada çok yazmayı planlıyorum. Okulun ortasında gideceğiz. Kimya sınavına giremeyeceğim. Doktor raporu almam gerekiyor. Sağlık ocağına gitmeye üşeniyorum. Zaten daha iki hafta falan var O zamana kadar artık bir şekilde bu işi halletmeliyim.
Belim, sırtım her yerim ağrıyor. Toplama 6 saat ayakta kaldım. Yemek de yemedim ama zaten krem şanti midemi doldurdu. Kusasım geliyor. Muz da çok yedim.
Bu ara bana çok nazar değiyor. Elim kesildi, ayağıma cam parçası girdi, kafamı oraya buraya vuruyorum. Kalemlerim falan hepsi kayboluyor. Eşyalarım zarar görüyor falan. Allah'ın bir kulu da "maşalllah" demiyor bana. Kendi kendime nas-felak okuyup öyle yaşamam gerekiyor. Kem gözler etrafta yani.
Keman hakkında da bir şeyler söyleyeyim. Game of thrones un bir melodisini buldum ve tabi ki kemanda çalmaya çalıştım. Azıcık başardım yani :)
Neyse işte. böyle böyle yaşıyorum. Bir yaz gelse de bloğumu renkli renkli yapsam diyorum. Hem barbie bebeklerim için fotoğraf çekebileceğim dekorlar da yapmayı planlıyorum. Artık profesyonel olacağım inşallah.
Bugünlük bu kadar.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler :)
Ne hayırlısıysa onlarla karşılaşın inşallah..
Güle güle..:)
Yorumlar
Yorum Gönder