Ana içeriğe atla

SÜRPRİZ :)

  Herkese merhaba :)

  En son Barbie bebek kıyafeti dikmeyi bıraktığımı söylemiştim ama geçen hafta birden aklıma bir fikir geldi ve heyecanla onu deftere çizdim. Şunu söyleyeyim Çizimim BERBAT! Haliyle ben aklımdaki fikri güzelce çizemediğim için çıldıracak gibi oldum. Dolabın en üstüne koyduğum Barbie bebek hazinemi aşağı indirdim. Ev halkı ise benim ne yaptığımı kavrayamıyordu :) Kolları sıvadım ve fikrimi diktim :)




  İlk önce ayaklardan başlıyorum ki heyecan olsun :D Ama aslında böyle paylaşmamın başka bir sebebi var. Gördüğünüz gibi kısa bir çizme ve paçaları çizmenin içine sokulmuş dar paça pantolon var. Bu şekilde giyinen çok kişi var. Düşündüm ki "Acaba dar paça pantolonların paçaları diz ya da dizin altında bir yerden kesilip sadece paçası giyilse nasıl olur?" Bu yüzden iki tane dar paça pantolon paçası diktim ve hemen çizmeleri de ayağına geçirdim.


  Ve karşınızda dar paça pantolonunun paçasını kesip sonrada üstüne kısa şort pantolon giyen bir kız :) Üstündeki kolsuz gömleği önceden dikmiştim. Önceki yazılarımda bulabilirsiniz :)

  Şu konuda mütevazi olamayacağım : Kısa şort pantolon bu güne kadar diktiğim en güzel şey. Dikmesi çok zor oldu ama en kalitelisi oldu. Üstelik kemerinin içine kalın kağıt koyarak sağlamlaştırdım.







 

  Arkasında düğmesi var ve rahatlıkla açılıp kapanıyor. Çok özenerek yaptım çünkü bir daha ki dikişim aylar sonra olabilir.




  Bu takımın üstüne çok kabarık ve kürk olarak düşündüğüm bir hırka diktim ama tam kürk değil yani böyle büyük gözüken hırkalardan. Bu hırkayı dikmem 7-8 saatimi aldı. Pantolon ve paçalar ise 4 ya da 5 saat falan sürdü.


  Barbielere saç yapmak çok zor bir şey. Ben de öylece topladım bıraktım. Zaten bu kıyafete yapılı saç olmazdı. Aynı böyle dağınık bir şeyler en uygunu.


  Ve kıyafetin başka fotoğrafları




  Ve son olarak çok beğenerek bu fotoğrafı paylaşıyorum. Gerçekten hoşuma gitti. İnşallah siz de beğenirsiniz. Blog sayfasının arka planı yapmayı bile düşünüyorum. Yorum atarsanız memnun olurum :)




  Bir daha ki yazıya görüşürüz.

  Güle güle..:)



Yorumlar

  1. Harika *-* çok güzel olmuşş

    YanıtlaSil
  2. Woah Selime bu yönünü yeni keşfettim cidden bu konuda tuhaf bir yeteneğin var.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık, güçlüydü de a

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi am

yeni klavyemle bir yazı

 bugün hayatımda gördüğüm en tatlı klavye ile bu yazıyı yazıyorum. ayrıca bugün ilk defa fizik tedaviye gittim. nasıl olduysa artık (bence birileri nazar değdiriyor bana düzenli olarak) diz kapağımı kaydırmışım. hayatımın kaydığı yetmiyormuş gibi..... xd bunlar hep şaka. sonuçta başımıza felaket gelmedi. ayrıca çok güzel bir klavyem var. aylardır manyak gibi klavye bakıyordum. şöyle en tatlısından bir klavyem olsun istemiştim. hem de pembe. zaten pembe bir mausum var. ya da fare. nasıl yazılıyorsa, inanın hiç umurumda değil. bugün işe gitmeyi bırakmak mecburiyetinde kaldım. aslında uzun süredir de işsiz olmak nasıl bir şey merak ediyordum. yani ertesi gün için yapman gereken hiçbir şey olmadığında nasıl yaşanıyor bilmek istiyordum. artık önümüzdeki 20 gün kadar bir süre ertesi günümün önemi yok. fizik tedaviye gideceğim ve sonra da eve döneceğim. garip. bu bir deneme süresi gibi. iş hayatının, daha doğrusu bir kurumsal şirket çalışanı olmayı kabullenmek ve sindirmek benim için çok zor