Ana içeriğe atla

"Selime Sen Çok Değiştin"

O kadar çok değiştim ki. Değişimlerimi sıraladığım bir liste yapsam yazım asla bitmez.

Mesela mutluyum, aniden gülüyorum, sonra çok güzel hayaller kuruyorum. Yüzüm gülüyor, gözlerim gülüyor. Ağlasam dahi nedeni var. Üzgünsem de nedeni var. Düşünüyorum ve düşündüğüm somut bir şey var.

Değiştin diyorlar bana. Çünkü artık yaşamaktan zevk alıyorum. Kendimi daha çok seviyorum, kendime değer veriyorum. Özgüvenim yükseldi mesela. Eskiden hiç yoktu. Sevildiğimi hissediyorum, sevildiğime inanıyorum. Yaşamayı seviyorum işte, daha büyük bir değişim olabilir mi?

Kurallarım vardı mesela eskiden. Şimdi hangisine uyuyorum bilmem. Çiğnedim hepsini, unuttum. Eski Selime var ya hani, o bahsedilen 'değişim'den önceki Selime. İşte o Selime şimdiki Selime'yi görse o da der 'Çok değişmişsin' diye. Nasıl da beni tanıyormuşsun hepiniz. Tebrik ederim.

Mutsuz, neşesiz, artık pek de bir amacı kalmamış vasat biri olduğumu biliyormuşsunuz da şimdiki bu hayat dolu halimin farkına varmışsınız meğer. Pek de ilgi çekici değildi o eski halim değil mi? Nadir eğlencelerime denk getirip kendinizi, yararlanıyordunuz zevkle. Geriye kalan vakitlerde yalnızdım ben. Şimdi yalnız olduğum an neredeyse hiç yok. Çünkü malzeme çok size. Değişim çok, eğlence çok.

Tebrik ederim sizi. Değişimime olan ilginize hayranım. Benim gözümde de siz değiştiniz. Şimdi yine bambaşka insanlarız. Böyle...

Yorumlar

  1. Selime, senin adına çok mutlu oldum. Geçirdiğin değişime yakın bir arkadaşımmışsın gibi sevindim. Ama her değişim pozitif olmuyor. Tam tersi yönde de değişebiliyor insan. Bunun farkında olup yine de dibe doğru ilerliyorsa işi çok zor. Çukura düşüyorsun, düşmeye devam ediyorsun ama kenardaki çatlakları tutmaya dahi mecalin kalmamış. Daha da kötüsü bu düşüş ne kadar sürer yalnız Allah biliyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi a...

hiç yapmamış olmak beni daha çok pişman ederdi

 öyle ani kararlarım oldu benim. ani demeyelim gerçi. artı eksileri hesaplayıp verdiğim kararlar oldu. yapmasaydım daha çok pişman olurdum. hiç bilmemek o ikinci seçeceği beni daha çok rahatsız ederdi. ilk seçenekteyim zaten. neler oluyor görüyorum ve daha çoğunu da göreceğim eğer ikinci seçeceğe doğru gitmezsem.  kimin asıl final canavarı olduğunu bilemiyor insan. bir anda haklıyken haksız duruma da düşüyorsun. hep planlı ve strateji ile yaşaman gerekiyor. en sonunda sen niye böyle yapmadın oluyor. oysa ki onlara imkan veren de sen olmuşsun. kendi iç dünyanda düşüncelere dalmışken birden kafanı kaldırıp çevreye bakıyorsun. meğer o kadar da basit bir denklemde yaşamıyormuşsun. işe git gel. kendini ikna et. tamam. ceket giymeyi bırak. işine bak. başkalarına bakma. insanları dinleme. sonra birden insanların yeri değişiyor. bir anda sana çeşitli suçlamalarla geliyorlar. yaşadığım tam olarak ne bilmiyorum. ama ben bunları çözmek de istemiyorum. ben bu olayların içinde de olmak ist...