yine odam dağınıkken bu blog sitesine giriş yaptım. sanki çok kullanıyormuşuz gibi yazlıkları indirdim ve kışlıkları dolabın üzerindeki yerlerine kaldırdım. fakat şu kıyafetleri katlayıp dolaba yerleştirmek o kadar zor geliyor ki.
karantinada olsam dahi bugün diğer günlere göre çok fazla telefona baktım. yani aslında bu kadar çok telefona bakmıyordum. ödevden, dersten zaman kalmıyordu zaten.
aslında ödevim var. ders çalışmam da gerekiyor ama ben telefona çok baktım bugün.
eski alışkanlıklarıma geri dönüyor gibi hissediyorum. yenimi pek de sevmezdim, ben eskilerde yaşayan ve eskileri özleyen bir çaresizim. çok kötü şeyler yaşadıkça cidden o kendimi berbat hissettiğim eskileri özlüyorum. diyorum ki bunu yaşamasaydım da o eskidenki eskim olsaydım. bu beni mahveden yenim olmasaydı da geçmişteki umutsuz eskim olmaya devam etseydim dedim. bunu ben çok dedim. dualarım hep eskiye dönebilmek oldu. ama tam da amin demedim hiçbirine. olmayacağını biliyorum, olmasının anlamsız olacağını biliyorum, olmasının bana hiçbir şey katmayacağını biliyorum. geçmiş geçmişte ve sen şimdidesin.
yine şu karantina günlerinde kendimi eskime benzer buldum. yıllar geçmişti üstünden. her ne zaman rahatça başımı yastığa koyup dertsiz bir şekilde uyuyamıyor oluşumu fark etsem eskimi özlerdim. o, hayatta hiçbir amacı olmayan, amaç edinse de beceremeyeceğini bilen, özgüvensiz, çirkin eskime dönmek istedim. cidden başarılı bir hayat sürmek ve bunun uğrunda huzurunu feda etmek ne kadar mantıklıydı?
belki de o kadar huzur değil, umursamazlık belki. cahil mutluluğu derler ya, ondan yani. şimdi çok bildiğimden değil ama eskime göre çok şey biliyorum. kendimi geliştirdim diyebilirsiniz, ben mutluluğumu sattım olarak değerlendiriyorum.
şimdi eskime benzer hissettiğim bu günlerde aslında yine de eskim değilim. yine dertlerim var. huzursuz bir şekilde telefona bakıyorum, huzursuz bir şekilde yatağımda oturup katlanmayı bekleyen kıyafet yığınını süzüyorum. ne aileme faydam dokunuyor ne de kendime. eskim gibi yani. ama eksik bir eski. o kadar da vurdumduymaz olamam. bu yüzdendir ki ortalardayım. yenime geri dönesim de gelmiyor inanın. zaten dönebilmem için dışarı çıkabiliyor olmam lazım. o da olmadığına göre ben eksik bir eskimim.
yenimden nefret ediyor da değilim. bana çok şey öğretti. hayatımda belki hiç edinmeyeceğim tecrübeler vardı ama edinmiş bulundum. ağlayarak, kahrolarak edindim bu tecrübeleri. kalbim incindi, pişman oldum, kandırıldım, hayrete düştüm. bunları yaşamalıydım ve yaşadım. aptal olduğum için yaşadım. ileride daha aptal olmamak için yaşadım belki de. kararlarımı doğru verebilmem için, arkadaşlarımı doğru seçebilmem için, sevdiğimi, seveceğimi doğru seçebilmem için bu aptal tecrübeleri yaşamalıydım. o aptal insanlarla hayatım kesişmeliydi. öbür türlü belki de çok fenaydı. paralel evrendeki diğer ben, şimdi kimlerle arkadaş, odası toplu mu, ödevini yaptı mı? Acaba ağlayabiliyor mu? yoksa kalbini de yaşlarını da kuruttu mu karşılaştığı insanlar?
buradaki ben çoktan vazgeçti. ama mutlak bir şekilde de vazgeçemiyor çünkü o en çekirdeğinden itibaren aptal.
eskim olsa tek bir gerçek dost edinmeden öylece yaşar giderdi, sonuçta dost neye yarardı? yenim ise dost olmazsa ölür sanki. daha değerlisi ne olabilir, bilmiyor. son iki yılda hayatıma giren yaklaşık 200 kişinin çoğundan nefret ediyorum. hepsi arkadaş diye girdi hayatıma, birkaçı hayatımı sarstı ve gitti. birincisi öyle, ikincisi öyle, üçüncüsü öyle derken dördüncüsünü ben attım, beşincisinin ise var olmasını dahi istemiyorum. yenim, yeni bir kişi daha görmesin artık. artık kotam olsun. tanımak istemiyorum bir kişi daha. her ne iseler, bana ne katacaklar artık umurumda bile değil. ben her yeni kişi de bir parçamı daha kaybediyorum sanki. o kadar parçalara ayrıldım ki, birleşmek istesem de artık olamaz. çünkü o parçalarımı alanlar defolup gitti. gelseler de artık çürümüş olacak ellerindeki. ben bir daha eskime dönemem. benzediğimi düşünmem ise benzemek isteyişimin acınası getirisi işte.
parçalandım ve yenim oluştu. eskimden eksiğim. yenim eskimin 100 katı. kendi içimde düğüm oldum, kendimi anlamam da artık eskide kaldı. eskimi de anlamazdım ya zaten.
bu kadar.
karantinada olsam dahi bugün diğer günlere göre çok fazla telefona baktım. yani aslında bu kadar çok telefona bakmıyordum. ödevden, dersten zaman kalmıyordu zaten.
aslında ödevim var. ders çalışmam da gerekiyor ama ben telefona çok baktım bugün.
eski alışkanlıklarıma geri dönüyor gibi hissediyorum. yenimi pek de sevmezdim, ben eskilerde yaşayan ve eskileri özleyen bir çaresizim. çok kötü şeyler yaşadıkça cidden o kendimi berbat hissettiğim eskileri özlüyorum. diyorum ki bunu yaşamasaydım da o eskidenki eskim olsaydım. bu beni mahveden yenim olmasaydı da geçmişteki umutsuz eskim olmaya devam etseydim dedim. bunu ben çok dedim. dualarım hep eskiye dönebilmek oldu. ama tam da amin demedim hiçbirine. olmayacağını biliyorum, olmasının anlamsız olacağını biliyorum, olmasının bana hiçbir şey katmayacağını biliyorum. geçmiş geçmişte ve sen şimdidesin.
yine şu karantina günlerinde kendimi eskime benzer buldum. yıllar geçmişti üstünden. her ne zaman rahatça başımı yastığa koyup dertsiz bir şekilde uyuyamıyor oluşumu fark etsem eskimi özlerdim. o, hayatta hiçbir amacı olmayan, amaç edinse de beceremeyeceğini bilen, özgüvensiz, çirkin eskime dönmek istedim. cidden başarılı bir hayat sürmek ve bunun uğrunda huzurunu feda etmek ne kadar mantıklıydı?
belki de o kadar huzur değil, umursamazlık belki. cahil mutluluğu derler ya, ondan yani. şimdi çok bildiğimden değil ama eskime göre çok şey biliyorum. kendimi geliştirdim diyebilirsiniz, ben mutluluğumu sattım olarak değerlendiriyorum.
şimdi eskime benzer hissettiğim bu günlerde aslında yine de eskim değilim. yine dertlerim var. huzursuz bir şekilde telefona bakıyorum, huzursuz bir şekilde yatağımda oturup katlanmayı bekleyen kıyafet yığınını süzüyorum. ne aileme faydam dokunuyor ne de kendime. eskim gibi yani. ama eksik bir eski. o kadar da vurdumduymaz olamam. bu yüzdendir ki ortalardayım. yenime geri dönesim de gelmiyor inanın. zaten dönebilmem için dışarı çıkabiliyor olmam lazım. o da olmadığına göre ben eksik bir eskimim.
yenimden nefret ediyor da değilim. bana çok şey öğretti. hayatımda belki hiç edinmeyeceğim tecrübeler vardı ama edinmiş bulundum. ağlayarak, kahrolarak edindim bu tecrübeleri. kalbim incindi, pişman oldum, kandırıldım, hayrete düştüm. bunları yaşamalıydım ve yaşadım. aptal olduğum için yaşadım. ileride daha aptal olmamak için yaşadım belki de. kararlarımı doğru verebilmem için, arkadaşlarımı doğru seçebilmem için, sevdiğimi, seveceğimi doğru seçebilmem için bu aptal tecrübeleri yaşamalıydım. o aptal insanlarla hayatım kesişmeliydi. öbür türlü belki de çok fenaydı. paralel evrendeki diğer ben, şimdi kimlerle arkadaş, odası toplu mu, ödevini yaptı mı? Acaba ağlayabiliyor mu? yoksa kalbini de yaşlarını da kuruttu mu karşılaştığı insanlar?
buradaki ben çoktan vazgeçti. ama mutlak bir şekilde de vazgeçemiyor çünkü o en çekirdeğinden itibaren aptal.
eskim olsa tek bir gerçek dost edinmeden öylece yaşar giderdi, sonuçta dost neye yarardı? yenim ise dost olmazsa ölür sanki. daha değerlisi ne olabilir, bilmiyor. son iki yılda hayatıma giren yaklaşık 200 kişinin çoğundan nefret ediyorum. hepsi arkadaş diye girdi hayatıma, birkaçı hayatımı sarstı ve gitti. birincisi öyle, ikincisi öyle, üçüncüsü öyle derken dördüncüsünü ben attım, beşincisinin ise var olmasını dahi istemiyorum. yenim, yeni bir kişi daha görmesin artık. artık kotam olsun. tanımak istemiyorum bir kişi daha. her ne iseler, bana ne katacaklar artık umurumda bile değil. ben her yeni kişi de bir parçamı daha kaybediyorum sanki. o kadar parçalara ayrıldım ki, birleşmek istesem de artık olamaz. çünkü o parçalarımı alanlar defolup gitti. gelseler de artık çürümüş olacak ellerindeki. ben bir daha eskime dönemem. benzediğimi düşünmem ise benzemek isteyişimin acınası getirisi işte.
parçalandım ve yenim oluştu. eskimden eksiğim. yenim eskimin 100 katı. kendi içimde düğüm oldum, kendimi anlamam da artık eskide kaldı. eskimi de anlamazdım ya zaten.
bu kadar.
meraba yeni takip etmeye basladim seni merak :)? .. degisik bir enerjin var seni videolar Dan izledigim kadariyla .. pozitif ama .. yazin icin firkim Arafta kalmis Gibisin sanki bence eski ki eskide kalma yeniyede hos geldin dem eli insan:)..
YanıtlaSilm.t.ö.