Ana içeriğe atla

hani şans yılıydı

zaten bu astrolojiye o kadar da inanmazdım. yani karakter analizi vesaire güzel oluyor oldukça da doğru tahminleri mevcut fakat yani 2022yi bayağı övmüşlerdi. benden ufaktan inandım ne yapayım. yeni yıl başladığından beri tek bir iyi şey olmadı. üstüne bir de covid olduğumu öğrendim bugün. ayy aman be. 3 sınavım kalmıştı. bu cts güz dönemim bitiyordu. rezillik cidden ya. yüz yüze sınav yapmaya zorlayan okulumun sıfatına tüküreyim ben. gsü yani gerizekalı salaklar üniversitesidnfbkdbdfbdn tamam evet ateş kafama vurdu. mesela dünü salı diye geçirdim yani şu an saat gece 3. kafa karışıklığı olmasın. pazartesi gününü salı diye yaşamıştım. akşam öğrendim pazartesi günüymüş. aniden 1 günüm oldu hiç yoktan. böyle bir sevinç. ne işe yaradıysa. her neyse.

salı ve çarşamba sınavım vardı. onlar gitti. cumartesi de vardı o da gitti. böyle bir şey. ne planlarımız vardı. ne güzel bitecekti dönem. rahatlayacaktım. şimdi sütlere kaldım. boş boş. hocalar zorlayacak mı ne yapacak belli değil. saçmalık ötesi bir durum. okul mazaref sınavı yapılacak dedi ama sanırım bütlerle aynı zımbırtı. ne anladım bu işten? korona olduk diye neden cezalandırıyorsunuz abi? ayrıca ben kurallara uymayıp bu halde sınavlara girerdim de. kimse de test yaptır diye zorlamazdı. kurallara uyduk insanları tehlikeye sokmayalım dedik diye cezalandırılıyoruz. bir daha da test mest olmam girerim insanların arasına. kıytırık insanlar, kıytırık yönetimler, kıytırık kurallar. bıktım kıytırık olan herkesten. ne akıl var ve düşünme yetisi var ne de karşındakiyle empati yapma yeteneği var. herkes kıytırık olmuş.

her neyse. yılın ilk pozitif olayı. böyle bir şeyler olmuş oldu. 2 yıl ne test olmuştum ne de hastalık geçirmiştim. iyi dayanmışım. ikisini de bir gün içinde oldum. mis gibi. üstüne bir de farenjit olmuşum. bademciklerim hoppp şişmiş bi güzel. korkunç bir hal. neyse. inşallah herkes böyle atlatır. yani bu kadar da değil hiç hissetmesin inşallah. bayağı fena bir hastalık. en ağır bu şekil olsun daha ağırını görmeyelim inşallah. böyle demek daha doğru olur. 

kendi halime değil de sınavlara üzülüyorum. bu sabah 3 saat yollarda dolandım aile hekimliğini bulacağım diye. rapor almak için. negatif çıkarsa testim ortada kalmıyım diye... işte okul hasta haldeki insanı böyle zora sokuyor. rezilsiniz. bizim halimize düşesiniz. ne çektiğimizi anlayasınız inşallah. peygamber değilim, sakince beklemem. kısasa kısas isterim. aynı sıkıntıyı yaşasınlar. böyle de nefret ediyorum hepsinden. bizi bu kadar zora sokup aslında derslerde hiçbir halt öğretemeyen hocaları da Allah bildiği gibi yapsın. bir de ödevime 70 vermiş. 70 de cc olıyormuş. ne zamandan beri 70 CC oluyor? 80 de BB..... bu nasıl bir notlandırma sistemi? utanmaları yok bunların. rezil insanlar cidden. yazık diyorum hepsine. yazık cidden. 

her yerse. yorgun ve halsizim. herkese de kızgınım. inşallah ahirette görüşeceğim. hepinizle görüşeceğim. inşallah boğazım da geçer. keyfim falan kalmadı. annem de diyor ki öksürmeye çalışma boğazını tahriş edersin. anne cidden isteyerek öksürmüyorum... canım anam... neyse bakalım. her şeyin ilki varmış. bari üçüncü dozu olsaydım ya. daha rahat atlatırdım... erteledik ne hale geldik. hayırlısı...

dikkat edin. çok zor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık, güçlüydü de a

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi am

yeni klavyemle bir yazı

 bugün hayatımda gördüğüm en tatlı klavye ile bu yazıyı yazıyorum. ayrıca bugün ilk defa fizik tedaviye gittim. nasıl olduysa artık (bence birileri nazar değdiriyor bana düzenli olarak) diz kapağımı kaydırmışım. hayatımın kaydığı yetmiyormuş gibi..... xd bunlar hep şaka. sonuçta başımıza felaket gelmedi. ayrıca çok güzel bir klavyem var. aylardır manyak gibi klavye bakıyordum. şöyle en tatlısından bir klavyem olsun istemiştim. hem de pembe. zaten pembe bir mausum var. ya da fare. nasıl yazılıyorsa, inanın hiç umurumda değil. bugün işe gitmeyi bırakmak mecburiyetinde kaldım. aslında uzun süredir de işsiz olmak nasıl bir şey merak ediyordum. yani ertesi gün için yapman gereken hiçbir şey olmadığında nasıl yaşanıyor bilmek istiyordum. artık önümüzdeki 20 gün kadar bir süre ertesi günümün önemi yok. fizik tedaviye gideceğim ve sonra da eve döneceğim. garip. bu bir deneme süresi gibi. iş hayatının, daha doğrusu bir kurumsal şirket çalışanı olmayı kabullenmek ve sindirmek benim için çok zor