Ana içeriğe atla

Ders Çalışmıyorum, Haşa!

Vize haftasından tüm mağdurlara merhaba. Bazılarınızın çoktan geçti, bazılarınızınkisi yaklaşıyor ve bazılarınızın da tam da şu bulunduğumuz hafta vize haftası.

Hayatımı sorguladığım bir hafta. Geçen hafta zaten hipnoz olmuşcasına stres içinde boğuluyordum. Şimdi gerçek anlamda vize haftasında olunca daha bir kötü hissetmeye başladım.

Beni telaşa sürükleyen tek ders Lineer Cebir.

NE KADAR DA ŞAŞIRDIK!!!!!

Nasıl Lineer Cebir? O harika anlamlı dersin nesi anlaşılmaz ve zor ki? Yapayanın aklından şüphe ederim efendim. Bu kusursuz, harika, muhteşem, her tanesi anlam dolu, manalar bütünü, fevkalade dersten 100 almayan AA ile dönemi kapatmayan kendisine MATEMATİKÇİ demesin.

Delirmek üzereyim. Üzere de değil şu an tam delirmişliğin içindeyim. Bir o yana bir bu yana delirmemi sürdürüyorum.

Şu dersi bir daha görmemek için bilgisayar yazılı üzerine okumaya karar verdim. Bilgisayar ile ilgilenirsem sanırım Lineer Cebir karşıma çıkmayacak.


Yarın Lineer Cebir sınavı var. Sınava tam 24 saat kaldı ve ben şimdi Ali Nesin'in videolu anlatımlarını dinlemek üzere bu huzurlu blogtan ayrılıyorum. Ya Rabbim bu Lineer Cebir'i bulanları sana havale ediyorum.








Biri help me lütfen, acil.

Yorumlar

  1. Bazı şeyleri sebepsiz sevmezsin ve bazen sebepsiz o kadar çok şey yapsın ki mantığa yer kalmaz . Ne saçmaladığımın bir önemi yok ama biraz çalışıp hafif sevgi besleme ile olmayacak ders yoktur . Bu seneden geçti seneye bekleriz inşallah

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz.  beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım. bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim.  bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm. mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.  eşim y...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...