Ana içeriğe atla

Hayatı Nasıl Yokuşa Sürebileceğimizin 8 Pratik Yolu

Şu şarkıyı açalım ilk önce ve olan ya da olmayan aşkımızın acısını çekip işkencelere koşalım.

Şarkı o kadar harika ki, yazı yazmaktan vazgeçip klibi izledim. Şimdi tekrar başa sardım ve buraya geldim. Youtube'un sonsuz döngü özelliği vardı sanırım ama neyse onu öğrenmeye üşendim.

Evet, aşk acım yok. Yakınımı kaybetme acısı yok, sağlığım kısmen yerinde, güzel bir okulda pek de güzel olmayan bir bölüm okuyorum, aç değilim. Elhamdüllillah. Çok şükür, hayatım çok güzel.

Fakat bu hayat böylesine harika gidemez arkadaşlar. Olamaz, anlatabiliyor muyum? Acilen yokuşa sürmeliyiz, böyle rahatça olmaz, bakın. Garip gelmiyorum değil mi size? Kesinlikle garip değilim.

Eğer elinizde bir hayat varsa onu acilen yokuşa sürmelisiniz. Bu şekilde sıradan, harika, güzel hayatları yaşamak bize yakışmaz. Haketmiyoruz en başta. Anlatabiliyorum değil mi? Biz kimiz Allah aşkına, kendinize gelin.

Eğer sizin de hayatınız anlattığım gibi harika bir seyirde yol alıyorsa hiç telaş etmeyin çünkü tedaviniz bende. Elimde muhteşem pratik bir şekilde hayatınızı nasıl yokuşa doğru vurdurabileceğinizi gösteren 8 yöntem bulunuyor!

Şarkı bittiyse yeniden açmayı unutmayın. Türkçe şarkı dinlerken Türkçe yazı okuyamıyorsanız kapatabilirsiniz. Ben de sanırım Türkçe şarkı dinlerken Türkçe yazı yazamıyorum. Kapatacağım sanırım.

Fakat yalnız şarkı harika değil mi? Kadın döktürmüş maşallah.

Evet, şimdi siz değerli okurlarım için hayatı yokuşa sürmek için gerekli olan 8 pratik yolu sıralayacağım. 

1-Her şey muhteşem gidiyorsa öncelikle acilen Kpop'a bulaşmalısınız. Azıcık şöyle bir kapı aralığından baktım yok, içeri girip olabidiğinice yerde sürünerek her metre karesini yalamanız gerekiyor.

2-Kpop sizin pek de hayatınızı mahvetmediyse günlük programınızı ters düz etmek de harika bir yöntem olacaktır. 24 saatinizin 13-17 saat kadarını Amerika, İngiltere, Kore, Hindistan.. En olmadı Norveç dizilerini izleyerek geçirmelisiniz. Geri kalan saatlerde istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz fakat uyumak bu seçenekler arasında sık bulunmamalı.

3-Bağımlılık yapacak kalitede, bol sezonlu, anlamsızca hızlı konuşup kültürünüze ters düşen espriler yaparak alttan gülme efektiyle destekleyen bir dizi bulduktan sonra olabildiğince paketli, katkılı, zararlı, sivilce üretici abur cuburlara kredinizin yarısını yatırmalısınız. Bu yöntem 2. yöntem ile birlikte yapılırsa daha hızlı sonuç göreceğinizi garanti ediyorum.

4-Aslında dizi izlemek hayatınızı çok çabuk yokuşa sürecektir fakat eğer ki istediğiniz gibi bir sonuç olmadıysa uyku saatinizi 23:00'dan 05:00-06:00 arasına çekebilir, zaten okulda uyuya kalırım düşüncesiyle okula gitmeyebilir ve öğlen 12:00 sularında uyanarak gününüzü harika bir şekilde çöpe atabilirsiniz. Kahvaltı değil de öğle yemeği ile güne başlamak size çok berbat bir hayat yaşadığınız hissini verecektir. Hele de o ağzınızda dün geceden kalma yapış yapış, hayattan bezdirici, ayak kokulu cips tadı sizi daha da karamsar hale getireceğinden hiç şüpheniz olmasın.

5- Bu yöntem eminim ki yapmaktan en çok zevk alacağınız ve aynı zamanda yaptığınız için ciddi derecede vicdan azabı çekeceğiniz yöntem olacaktır. Okulu boşvermek. Evet, yanlış okumadınız. Eğer ki okulu zerre umursamadan, sınav-vize-final her ne varsa, hiçbir şeyi takmadan dizi-film batağına düşerseniz hayatınızı yokuşa sürmeyi sınırsız olarak uzatmış olacaksınız. Şu anı ya da gelecek haftayı değil, size yıllar sonrasındaki hayatınızı dahi nasıl yokuşa sürebileceğinizi söylüyorum. Bu yöntem ile torunlarınızın hayatına dahi dokunabilirsiniz. Belki hiç evlenmezsiniz bile.

6- Şu ana kadarki yöntemleri uyguladığınız halde sonuçtan memnun değilseniz size aşık olmayı öneriyorum. Hayatınız ilk başta maalesef ki kusursuz bir şekilde ilerleyecek ve hatta hayattan zevk alarak kendinizi dünyanın ne mutlu insanı görmek gibi hiç istemeyeceğiniz bir ruh haline gireceksiniz fakat telaş etmeyin, aşkınızın karşılığını almaz üstüne bir de bilerek üzerlerse sizi, hayatınızın normal seviyeye çıkmasına neden olan yolların iki ya da üç katının  kapıları kapanır. Böylece her ne kadar mutlu olsanız da tam olarak yokuşun en başına çıkamazsınız. Bu yöntemi ne kadar dener ve başarılı olursanız hayatınız o kadar aşağıya çekilecektir.

7- Bu yöntem diğer tüm yöntemler ile beraber uygulanabilir. Kendinize Acil Durum Hüzünlü Şarkılar Listesi yaparak hayatınızın iyiye gittiğini hissettiğiniz her an bu playlist ile tehlikeyi kıvrak bir hareket ile geri savurabilirsiniz.

Örnek bir playlisti şuraya bırakıyorum. Nasiplenebilirsiniz.

Playlisti oluştururken yine şarkılara daldım ve yazıyı bir süre yalnız bıraktım. Bazen diyorum ki cidden bir aşk yaşasaydım da bari sövebileceğim biri olsaydı. İnsanın boşluğa üzülmesi ayrı zor.

8- Şimdiye kadar en pratik yöntemlerimden bazılarını paylaştım ama aranızda hala memnun olmayanlar bulunuyor olabilir. Bu yöntem biraz anlamsız gelebilir sizlere fakat... Uyuyun. Hep uyuyun.

En zor ve en vicdan azabı sebebi yöntem bu olsa gerek. Hayatınızı net bir şekilde yokuşa sürecek, frenlerinizi bozacak, asla geri yukarı çıkaramayacağınız bir hal alacak hayatınız.

Uyuyun.

Her yerde.

Uyuyun.

Hep. 

Sonsuza kadar.




İyi geceler.

Yorumlar

  1. Bu yazıdan sonra yokuşa sürülmüş bir hayatı nasıl toplarız yazısı da yazamanızın daha faydalı olucağını düşünüyorum sevgiler saygılar. ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önceki yazılarımda bu isteğinize kısmen karşılık olabilecek bir yazı yazmıştım. Teşekkür ederim

      Sil
  2. Güzel bir hayata sahip olduğumu sanarken bütün şartları yerine getirdiğimi ve yokuşa sürüldüğümü hatta yuvarlandığımı fark ettim. Teşekkürler Selime Kara....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu harika bir haber! Yokuşa sürülmüş hayatınız ile kötü günler...

      Sil
  3. sen nası bi kralsın selime

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık, güçlüydü de a

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi am

yeni klavyemle bir yazı

 bugün hayatımda gördüğüm en tatlı klavye ile bu yazıyı yazıyorum. ayrıca bugün ilk defa fizik tedaviye gittim. nasıl olduysa artık (bence birileri nazar değdiriyor bana düzenli olarak) diz kapağımı kaydırmışım. hayatımın kaydığı yetmiyormuş gibi..... xd bunlar hep şaka. sonuçta başımıza felaket gelmedi. ayrıca çok güzel bir klavyem var. aylardır manyak gibi klavye bakıyordum. şöyle en tatlısından bir klavyem olsun istemiştim. hem de pembe. zaten pembe bir mausum var. ya da fare. nasıl yazılıyorsa, inanın hiç umurumda değil. bugün işe gitmeyi bırakmak mecburiyetinde kaldım. aslında uzun süredir de işsiz olmak nasıl bir şey merak ediyordum. yani ertesi gün için yapman gereken hiçbir şey olmadığında nasıl yaşanıyor bilmek istiyordum. artık önümüzdeki 20 gün kadar bir süre ertesi günümün önemi yok. fizik tedaviye gideceğim ve sonra da eve döneceğim. garip. bu bir deneme süresi gibi. iş hayatının, daha doğrusu bir kurumsal şirket çalışanı olmayı kabullenmek ve sindirmek benim için çok zor