Ana içeriğe atla

sabah 06:15

yaz tatilindeyim. yüksek ihtimalle hiçbir sorumluluğumun olmadığı son yaz tatili olacaktır. ayrıca bayram bugün. yani bayramın bu yaşadığımız şey olduğunu asla düşünmüyorum fakat yine de bayramdayız. 

normalde tatil başladıktan birkaç hafta sonra okulların acilen açılmasını isterim. hemen derslerimi seçeyim ve stres içinde iki dönem geçireyim gibi bir arzunun içine yuvarlanırım fakat okulumun tatile girişinden beri 1 ay geçti. inşallah okulların açılma vakti öyle hemen gelmez diyorum. evet bir boşluk içinde hissediyorum ama bunu okuyarak doldurma isteğim geçti, gitti. bu geçtiğimiz iki dönemde okul üzerimizden geçtiği için maalesef okulu özlemem vakit alacak. inşallah ekim ayına doğru özlemeye başlarım. yoksa cidden aşırı motivasyonsun başlayacağım 3.sınıfa. ve motivasyon deposu olarak başladığım yılların bile iğrenç geçtiğini düşünürsek bu ihtimal aşırı endişe verici olacaktır.

birkaç gündür hatta birkaç haftadır geleceğim hakkında düşünüyorum. gereksiz bir baskı ve beklenti yoğunluğu içinde kendimi kaybetmiş gibiyim. artık insanlara hedeflerimi söylememeye karar verdim. bilmiyorum demek, vazgeçtim demek istiyorum. ne kadar idealist bir kafam varsa da kendimi korkunç bir stresin içine bıraktığım hissindeyim. birilerinin benden bir şeyler beklemesi durumu beni yoruyor ve düşünmekten mahvolmama sebep oluyor. 

çok söylersen olurmuş vesaire diyorlar ama bir yandan da fazla bahsetme nazar değdirirsin olmaz diyorlar mesela. bu genel kanılar ne kadar da garip. hayırlısı olsun istiyorum ben. 

sabah sabah uyusaydım keşke. bugünü vazgeçtiğim gün olarak işaretlemek istiyorum. yani tamamen vazgeçtim olarak değil de artık insanlara vazgeçtiğim konusunda bilgilendirmeye karar verdiğim gün diyelim. bu hedefin hayali ve planları ile bile muazzam stresli ve baskı altında hissetmişken kendisini gerçekten yaşarken ne halde olurum bilmiyorum. doğrusu hayat bu derece stres içinde yaşayacak kadar değerli de değil. bu kadar da önem vermiyorum bir şeylere. sıkıldım sanırım. 


***


biraz araştırma yapmaya gittim, burada yazı yazıyor olduğumu unutmuşum. saat 7'ye geliyor. yazı yazma isteğim de kaçmış doğrusu. keyfim de kalmamış zaten. bu konular canımı sıkıyor bir de. ve durmadan yüzüme ve elime sürmem gereken ilaçlar da canımı sıkıyor. bu yaz çalışacak bir yer bulamamış oluşum da canımı sıkıyor haliyle. 

her neyse. boş ama boş bir yaz tatili. bitsin istemiyorum.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz.  beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım. bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim.  bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm. mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.  eşim y...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...