Ana içeriğe atla

FARKLI FARKLI ŞEYLER

  Herkese merhaba!

  Bugün hiç bir şey yapmadım. Yani dün ve ondan önceki gün gibi şeyler yapmadım.

  Bugün ablam eve geldi. Geldiği gibi evde bir aksiyon havası estirdi. Ablamı özlemiş gibi olmuşum :) Aldıklarıma baktı. Hepsini beğendi. O da beni özlemiş.

  Bloğuma baktı. Ablamın beğenmediği şeyleri değiştirdim. Yani blog tasarımımı değiştirdim. Zaten yazılarımı falan beğeniyor. Ablamın fikri hep önemlidir benim için. Blogtaki yenilikleri fark etmişsinizdir belki. Yani sık takipçim var mı, bilmiyorum.

  Bugün ailecek kahvaltı yaptık. Kahvaltı masasını ben topladım ve ilk defa hiç zorlanmadan iş yaptım.

  Dünkü spordan sonra her yerim ağrımaya başladı. Hele sabah namazında dizlerimden düzgün namaz kılamadım. Zaten uyuyarak namaz kılıyorum :) Allah kabul etsin.

  Dün Kore dizisi izlemeyince çok büyük bir eksiklik hissettim. Bugün izleyecektim ama video dolmadı :( Ben de geçen yıl izlediğim bir dizinin birinci ve ikinci bölümlerini izledim. Dizinin ismi SECRET GARDEN ve ben bu dizinin bir bölümünde ağladım. Üstelik dizinin tek üzüntülü bölümüydü. Yani komik yerlerinde kahkahaya boğulurken üzüntülü yerlerinde üzülüyorum. Bu olaylar bu diziyi benim gözümde en iyi dizi yapıyor.

  Saatlerce videonun dolmasını beklediğim için 6-7 saat bilgisayarda durdum. Arada ablamla sohbet ettik.

  Bugün roman yazmaya başladım. Okulda arkadaşımla roman konumuzu kararlaştırırken ses kaydına almıştık. Onu dinleyip romanın konusunu, karakterlerini, ayrıntılarını yazdım. Okul başlayana kadar romanın girişini yazıp arkadaşıma göstermeyi düşünüyorum. Kitabın konusu bayağı uzun. Kitabın kendisi daha uzun olacak gibi.

  Başka..

  Dizi izledim.

  Yemek yedim.

  Başka bir şey olmadı.

  Aa! Hatırladım! Sırf Kore yemekleri satan ve sahibi Koreli olan bir market buldum. Kemerburgaz'daymış. Babamı ikna edebilirsem yarın oraya gideceğiz inşallah. Yemek çubukları yani chopstick almak istiyorum ve hiç bir yerde bulamadım. Bu yüzden -orada satılıyormuş- oradan almayı düşünüyorum. Üstelik Koreliler ya Korece hakkındaki engin bilgimi (!) orada konuşturabilirim :)

  Bugünde böyleydi. Yarın yeni bir model yapmayı düşünüyorum. İnşallah her şey yolunda gider. Bugünlük bu kadar. Herkese....

  ...güle güle..:)


http://statigr.am/selmekra






Yorumlar

  1. CANIM O KADAR HEVESLİYSENDİYSENDİ SMART MARKETE GİTMEYE CANIM BABAMA DESEYDİN BABA ORAYA YAKIN DİYE .

    YanıtlaSil
  2. adsız olarak yorum yazmasanız da ben de biraz daha rahat cevap versem olur mu?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık, güçlüydü de a

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi am

yeni klavyemle bir yazı

 bugün hayatımda gördüğüm en tatlı klavye ile bu yazıyı yazıyorum. ayrıca bugün ilk defa fizik tedaviye gittim. nasıl olduysa artık (bence birileri nazar değdiriyor bana düzenli olarak) diz kapağımı kaydırmışım. hayatımın kaydığı yetmiyormuş gibi..... xd bunlar hep şaka. sonuçta başımıza felaket gelmedi. ayrıca çok güzel bir klavyem var. aylardır manyak gibi klavye bakıyordum. şöyle en tatlısından bir klavyem olsun istemiştim. hem de pembe. zaten pembe bir mausum var. ya da fare. nasıl yazılıyorsa, inanın hiç umurumda değil. bugün işe gitmeyi bırakmak mecburiyetinde kaldım. aslında uzun süredir de işsiz olmak nasıl bir şey merak ediyordum. yani ertesi gün için yapman gereken hiçbir şey olmadığında nasıl yaşanıyor bilmek istiyordum. artık önümüzdeki 20 gün kadar bir süre ertesi günümün önemi yok. fizik tedaviye gideceğim ve sonra da eve döneceğim. garip. bu bir deneme süresi gibi. iş hayatının, daha doğrusu bir kurumsal şirket çalışanı olmayı kabullenmek ve sindirmek benim için çok zor