Ana içeriğe atla

Uyku Gelmedi.

  Sinirlerim bozuluyor. Bazen diyorum ki birini evire çevire döveyim. Ama kızgın olduğum kimse yok. Sinirimi atabileceğim kimse yok. Twitter dan hayali kişilere atarlı tweet ler atıyorum. Bu kadar olabiliyor anca. Aşırı sinirliyim ama nedeni yok. Mutluyum da aslında. Hatta bulutların üzerinde uçuyorum bilir misiniz? Perşembe gelsin diye bekliyorum. Nedenini söyleyemem. Sadece o gün önemli.

   Hafta sonuydu. Okula yirmi yıldır gitmiyormuşum gibi hissediyorum. Bu harika bir şey. Hiç bir ödevimi yapmadım. Sınav haftası gelsin istiyorum sadece. Sınav olalım ve bütün hocalar çenelerini kapatsın. Hiç birinden de haz almıyorum. Bütün yetişkinler bana saçma geliyor. Hatta benim yaşıtımdaki maloşların hepsi saçma geliyor. Hepsi maloş işte. Bana bir yararı olmayacaksa hepsi defolsun gitsin. Kendimi düşünen bencil bir kızım ve bundan gurur duyuyorum. Bana her türlü kötü lafı söyleyin umrumda değil. Ben zaten en ağır lafları kendimden duymuşum, sizin sümüklü laflarınıza mı darılacağım?? Gerçekten neden bu kadar kızgın olduğumu bilmiyorum. Yani hayatımda hiç bir şey garip gitmiyor. Tek bir üzüntüm var o da dil anlatım ödevini yapmamış olmam. Saçma salak işlerle uğraşıyorum. Okula gitmek yerine odama kapanıp kitap yazsam olmaz mı ha??

   Hikayemin ilk iki bölümünü yayınladım. Kimse takmıyor ama bunu sorun etmiyorum. Ben o hikayenin orada durmasını istiyorsam duracak. Kimse okumasa da önemli değil. Ben en sevdiğim insanlardan o hikâye hakkında harika yorumlar almışken tanımadığım insanların umursamayışları beni neden üzsün? Eğer okuyan beğenen olursa başımın üstünde yeri var ama benim demek istediğim az ilgi olunca kahrolmam. Ya da neyse, geleceği bilemem sonuçta. Böyle yazmaya başlayınca uykum geldi. Kafamda yerinde değil galiba düzgün düşünemiyorum.

  Hadi, Güle güle...


 http://wattpad.com/user/selmekra

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz.  beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım. bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim.  bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm. mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.  eşim y...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...