Ana içeriğe atla

Güzellikler

Çok mutluyum efendim. Çok şükür. Her şey çok yolunda ya da ben mutsuzlukları bir süredir görmüyorum. Güzel gidiyor, iyi gidiyor. Elhamdülillah.

Bunu yazdıktan sonra aniden uzaklara dalıp düşüncelere gömüldüm. Kendime nazar değdirmede bir dünya markasıyım. Çok beğeniyorum kendime nazar değdirmeyi.

Aklıma yine hikaye yazmadığım düştü. Bugün Kübranur arkadaşıma bir kurgumu anlattım. Ona anlatırken de düşündüm acaba neden yazmaya devam etmiyorum diye. Yani o kurgu olmayabilir, başka bir kurgu... En azından aklım meşgul olur. Bunca Matematik içinde biraz beynimin başka taraflarını kullanırım vesaire...

Bugün geleceğim ile alakalı planlarıma ufak bir adım attım. Analiz okumak isterim. Bu konuda araştıracağım. Matematik analizi... Güzel bence. Belki kitap yazabilirim ileride. Üniversitedeki hocalar kendi yazdıları kitapları bize dersinde işletiyor. Nasıl da özeniyorum... Muhteşem değil mi... Roman basmak istiyorum fakat bir Matematik kitabı bassam muhteşem olmaz mı? Çok özeniyorum, çok hayal kuruyorum. Yine hayaller kurup duruyorum...

İyi hissediyorum. Üzerime doğru gelen tüm o zorlu teoremler beni korkutamadı bir türlü. Çok şükür...



Üç gün oldu öğrenci evine taşınalı. Okul sebebiyle oradan oraya koşturuyorum ve sonunda yorulup uyuyorum. 

Annem aradı ve konuştuk, sanki üzgündü... ve bu beni üzdü...

Cansızdı. Babam henüz eve gelmemiş, bu yüzden de öylece oturmuş televizyon izliyormuş. Onu çok özledim. Ona kızdığım için öğrenci evinde kalmaya karar vermiştim. Ona kızdığım için tüm eşyalarımı toplayıp aceleyle taşınmıştım. Onu çok özledim. O benim bir tanecik, canım annem.

Bir anda üzüldüm ve moralim düştü.

Sizlere ablam, abim ve bana ait olan bu efsanevi fotoğrafı göstermek istiyorum. Bakmaya doyamadıklarımda bugün;


Canım ailem. Yeniden bir arada, sıcacık, kocaman, samimi, hoşgörülü, birbirini dinleyen, birbirini anlayan bir aile olmak ne çok isterim. Hepinizi çok seviyorum. Değerlimsiniz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz.  beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım. bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim.  bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm. mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.  eşim y...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...