tatile çıkmayı sevmediğime karar verdim, tam şu anda. neden tatile çıkılıyor ki zaten? kendi evinde değilsin. rahat hissetmiyorsun da. tek başınaysan tatildir bence. çünkü tatile hep birileriyle çıkarsın. ne zaman yürüyeceğin, ne zaman uyuyacağın, ne zaman yemek yiyeceğin senin kontrolünde değildir. hem eve döndüğünde tüm o bavuldaki kıyafetleri yıkaman gerekir. bu yüzden dışarıda giydiğin pantolonu pijama yapmak zorunda kalırsın. diğerleri yıkanıyordur çünkü.
evet, az eşyam var. bu benim tercihimdi. kirlileri düzenli olarak yıkamazsam gerçekten ortada kalıyorum. yazın ortasında uzun kollu giymek zorunda kalmıştım mesela ya da iç başörtümle namaz kılmam gerekmişti.
odam o kadar dağınık ki (yine) oturma odasında takılıyorum. kedi arkadaşım sedef şöyle bir gelip ne yaptığımı yokladı ve gitti. biraz yanımda otursun isterdim. ama benden bir eylem beklemeden bir harekette bulunmuyor. bu bana çok beklediğim birini hatırlatıyor sadece.
şebnem ferah listemi açtım. bu liste eşliğinde odamı toplayabilirdim ama niye toplayayım ki? gerçekten toplu biri değilim sanırım. bazen aşırı düzenliyim ama bu ender işte. çoğunlukla dağınığım. dağınık olunca da çok üzgün oluyorum. birkaç kıyafetim dahi yerinde olmasa moralim düşüyor. neden toplu değilim diye üzülüyorum. sonra nevresimlerime kadar değiştirince benden mutlusu olmuyor doğrusu.
tatilden geldiğimde odam o kadar harikaydı ki. her şey yerli yerinde. nevresimim jilet gibiydi, muhteşemdi. sonra ben bavulumdakileri yıkamaya yeltenince her taraf dağıldı. şu an odamda oturacak tek bir yer yok.
tüm yazdıklarımı metafor olarak düşünmek isterseniz buyurun. ben biraz daha üzülmeye gidiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder