Ana içeriğe atla

Merhaba :)

  Blog tasarımımı değiştirdim. Önceki şablon bana çok yaşlı gözüktü.

  Hem mor rengini çok severim. Mor renk ile ilgili çok büyük hayallerim var. Geçen yıldı galiba hep aynı şeyin hayalini kurardım : MOR EV :)

  Mor ev adı gibi mor renkli, bahçeli, iki katlı bir ev. Dışı mor, içi de mor. Hem de her şeyi mor! Bir ara delirmiş gibi her şeyin mor rengini arıyordum. Mor bir şey bulunca o şeyin satıldığı mağazayı aklımda tutuyordum ve "büyüyünce buradan alışveriş yapacağım" diyordum. Bir süre sonra bu hayalimi anlattığım herkes "Her şey mor  olursa bıkarsın" dedi. Ben de hayalimin üzerinde değişiklikler yaptım. Evimin dışı mor, içi ise mor, pembe, beyaz ve siyah tonlarında olacaktı. Bu hayalimi anlattığımda insanlar daha mantıklı buldu :) Ben de mantıklı bulduğum için daha çok sevmiştim bu hayali.

  Şimdiki hayalim ise çok farklı. Evim rengarenk olacak ve geometrik şekillerin olduğu eşyalar ile döşenecek :) Şimdi her yerde kare, yuvarlak, dikdörtgen, üçgen, beşgen ve benzeri eşyalar dikkatimi çekiyor. Ama ne olursa olsun mor renkli şeylere daha çok bakıyorum :) Bu hiç değişmeyecek gibi.

  Yeniden görüşmek üzere..

  Güle güle..:)

Yorumlar

  1. Merhaba. Umarım hayalleriniz gerçekleşir. Ama mor renk sizce de biraz tehlikeli değil mi ? Yani her şey mor olduğunda aranızdan cinnet geçirenler olmayacak mı :D Bence mavi olsun çünkü mor delirtir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunuz için teşekkürler :) şu sıralar mordan gerçekten bıktım. lacivert ve saks mavisi daha çok dikkatimi çekiyor. mavi güzel bir renk :)

      Sil
  2. bence de selime hanım mor donuk bir renk. lacivert güzel seçim. :) soluk pembe su mavisi. fotoğraftaki dolamanızın rengi de çok hoş. bu tarz ara renkler benim daha çok hoşuma gidiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunuz için teşekkürler şeymanur hanım :) canlı olmayan renkler de hoşuma gider. koyu renkleri hep tercih ederim de yeşil, mavi renkler gerçekten güzel :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

YİRMİ ALTINCI YAŞIMIN SON BİR SAAT KIRK BEŞ DAKİKASI

greyfurt sıkıp üzerine maden suyu koydum ve içiyorum. çok güzel oluyor. son bir yılda neler yaptığımı düşünüyorum. bu yıl anlatmaya değer pek bir şey olmadı aslında. aynı yerde çalışıyorum, aynı yerde okuyorum. ama taşındım mesela evet. artık başka bir evdeyiz.  beni strese sokan ve aslında beni hapseden, beni zincirleyen 4 şey vardı. iki tanesinden kurtuldum. biri ev idi biri de kötü yöneticiydi. bu yaşımda hakkımı savundum, stresimi azaltmak için çok uğraştım. eğitimler aldım, sakinleşmeye çalıştım. bu yaşımda psikolog seanslarım bitti. artık psikoloğa gitmiyorum. ihtiyacım var mı hala bilmiyorum ama şu anlık iyiyim.  bu yaşımda koçluk seansları aldım. çok faydalıydı. hayat amacımı öğrendim, neler yapmak istediğimi gördüm. hem de nasıl mış gibi yapabileceğimi gördüm. mış gibi yapmak benim için bir hayatta kalma modeli. mecburen. bu yaşımda da işimden ayrılmak çok istedim ama olmadı. önceki yaşımda nerede çalışıyorsam ve ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.  eşim y...

ödev yapmak dışında her şeyi yapmaya çalışıyorum

annemin kaderini yaşadığım için evliliğimin daha 2.yılı dolmadan 2.kez taşınıyoruz. mecburen. kirada olmak böyle bir şeymiş. değişime alışık olduğum için taşınmak beni o kadar yormuyor. aksine yeni bir ev ve eşyaların yeniden yerleşmesi güzel. şimdi yaşamakta olduğumuz eve de o kadar alışamamıştım ve yerleşememiştim. bu sebeple çok çok üzülüyorum diyemem. işime de geliyor doğrusu. daha küçük ve temiz bir eve taşınmak hoşuma gidiyor.  Ödevlerim var. bir tane sunum bir de fotoğraf projesi olacak. bu sebeple fotoğraf eleme ve proje yazmak için bilgisayar başına oturdum. klavyem de var. biliyorsunuz harika güzel bir klavyem var. çok severek aldım ama belki 5 kere falan kullanmak nasip oldu. birçok şeyi de böyle heves ederek alıyoruz. arıyoruz tarıyoruz ama sonra kaç kere kullanıyoruz acaba? alabilmek tek başına nasip değil, kullanabilmek de bu nasibin devamı bence. sonuçta içeri odadaki masanın üzerinde tozlanmaya bırakılmış bir şey sana ait olsa da gerçekten nasibin midir ki? aslında ...