Ana içeriğe atla

BENİM BU BAŞLIK BULMADAKİ ÇİLEM BİTMEYECEK

  Canım sıkılınca blog tasarımımı yine değiştirdim. Yorumlara bakınca morun pek de iyi bir seçim olmadığını anladım ve sevdiğim başka bir renk olan laciverdi kullandım :)

  Bu blog işinde yeni olduğum için bir çok güzel şeyi yeni yeni keşfediyorum. Google+1 olayı varmış onu da ekledim. Bakalım nasıl şeyler olacak :)

  Bugün sabah sabah gittim simit aldım. Bir simit bu kadar güzel olabilirdi :) Tabi ben sevdiğim bir şeyi görünce çok yediğim için iki simit yedim :) Gerçekten simit çok güzel bir nimet.

  Dün ilk defa erken uyudum sabahta namazdan sonra uykum gelmedi. Öğleye doğru bir uyumuşum 3 saat mi ne :)

  Bugün keman çalmaktan dolayı acıyan parmaklarımın acısı azıcık dindi. Çalmaya çalıştığım müziği de güzelleştirmeye başladım :) Çalışımı kaydedip arkadaşıma attım "Çok detone oluyorsun" dedi :) Böyle böyle öğrenebilirim çalmayı.

  Bu arada size Kore dizisi önermeden edemeyeceğim :) HEARTSTRİNGS harika bir dizi. Diziyi bitirmeme iki-üç bölüm kaldı. Bugün bitiririm herhalde. 

  Yorumlarınızı bekliyorum :)

  Güle güle..:)



http://statigr.am/selmekra

Yorumlar

  1. Tasarım hoş olmuş. Google plus eklentisi pek işe yaramıyor :D Ben twitter, facebook'tan içerik çekiyorum bunlar bile bi halta yaramıyor (:
    Ayrıca, sabahları simitin susamını kemirenler kulübüne hoşgeldiniz. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D bakalım bir işe yarar mı artık. ailem paylaştıklarımı görmesin diye hepsini engelledim :)
      ayrıca simit ve çay kadar güzel kahvaltı var mı :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım abim ve ablam...

Keşke şimdi ben 7 yaşında olsaydım, ablam 10, abim 13...   Üçümüz bir odada uyurduk. Ben yer yatağında yatardım çünkü daha küçüktüm. Abim ile ablam ise ikiye ayrılmış bir ranzanın iki ayrı yatağında yatarlardı. Geceleri karanlık olunca korkardım, o yüzden hiç uyumayalım isterdim. Abim tembellik yapar asla okul için bir çabaya girmezdi. Ablam incecik bir kızdı, o ne yapsa onu taklit ederdim. Yeni ilkokula başlardım ben de. Yazmayı falan bilmiyorum, okumayı da.. Abim okula gitmeye can atıyorum diye beni garipserdi. Şimdi anlıyorum garipsemesini ama birinci sınıfa başlayacaksın deseler, ben yine can atarım. Ne güzel, bulanık yıllardı.  Ablamla uyduruk ama özgün oyunlarımız vardı mesela. Ne kadar iyi anlaşıyorsak bir o kadar da kavga ederdik üçümüz. Babam evin koridorunun tavanına bir kanca asar, ona bağladığı ip ile salıncak yapar, biz de sallanırdık. Sonra babamın kocaman terlik giymiş ayaklarına otururduk, bizi ayakları ile taşırdı. Biz onu çok güçlü sanırdık,...

KARUTA

  Merhaba arkadaşlar,   Size farklı bir yazıda sırf Karuta oyununu anlatmak istiyorum.   Chihayafuru animesi Karuta isimli bir kart oyunu etrafında dönen bir anime. Ve ben bu oyuna aşık oldum. O kadar havalı bir oyun ki size anlatmak istiyorum. Japonya'nın önemli şairlerinden toplam 100 adet şiir bulmuşlar ve bu şiirleri kartlara yazmışlar. Toplam 200 kart var çünkü 100 tanesi oyunda kullanmak için 100 tanesi okuyucunun okuması için. Önce iki kişi bu yüz karttan 22'şer tane alıyor ve önüne üç sıra olacak şekilde şiirler gözükür halde diziyor. Okuyucu da bir kart seçip kartı okurken o kartın aynısını oyuncular oyun sahası içindeki kartların içinden bulup kartı almaya çalışıyor. Oyunun başında 15 dakika kartların yerini ezberleme süresi veriliyor. Çok hızlı olunması gereken bir oyun. Kartları alırken fırlatabiliyorlar. Yani annemin deyişiyle "pervasız bir oyun" :) İşte bu pervasızlığı da beni benden aldı arkadaşlar :)   Karuta kartları alttaki resimdeki gibi a...

hiç yapmamış olmak beni daha çok pişman ederdi

 öyle ani kararlarım oldu benim. ani demeyelim gerçi. artı eksileri hesaplayıp verdiğim kararlar oldu. yapmasaydım daha çok pişman olurdum. hiç bilmemek o ikinci seçeceği beni daha çok rahatsız ederdi. ilk seçenekteyim zaten. neler oluyor görüyorum ve daha çoğunu da göreceğim eğer ikinci seçeceğe doğru gitmezsem.  kimin asıl final canavarı olduğunu bilemiyor insan. bir anda haklıyken haksız duruma da düşüyorsun. hep planlı ve strateji ile yaşaman gerekiyor. en sonunda sen niye böyle yapmadın oluyor. oysa ki onlara imkan veren de sen olmuşsun. kendi iç dünyanda düşüncelere dalmışken birden kafanı kaldırıp çevreye bakıyorsun. meğer o kadar da basit bir denklemde yaşamıyormuşsun. işe git gel. kendini ikna et. tamam. ceket giymeyi bırak. işine bak. başkalarına bakma. insanları dinleme. sonra birden insanların yeri değişiyor. bir anda sana çeşitli suçlamalarla geliyorlar. yaşadığım tam olarak ne bilmiyorum. ama ben bunları çözmek de istemiyorum. ben bu olayların içinde de olmak ist...